Potemkin
11/06/2015
Hepsini Göster

Hansel ve Gretel Obezite Endeksi

Küreselleşme aslında Afrika’da kanat çırpan bir kelebeğin Kuzey Amerika’da kasırgaya sebep olması mı yok gelişmiş ülkelerin pastayla besleyip gelişmekte olan ülkelerden yeni Hansel ve Gretel’ler yaratması mı? 2001 krizi sonrası Türkiye’nin gerçekleştirdiği göz alıcı istatistiki bilgilerle süslenmiş büyüme performansı sağlıklı bir büyüme mi yoksa sürekli pasta yemekten kaynaklana bir obezite mi? Ekonomi’nin genç Muzaffer Kuşhan’ları olarak sağlıklı bireyler olabilme adına bu obeziteyi miras almamak için yapmamız gereken işte bu konunun araştırılmasıdır.

Yukarıdaki karikatür bu beslenme şeklinin ne kadar sağlıksız olduğunu belirleme adına sayfalarca yazıdan daha yararlı olacaktır.

Gelişmiş ülkelerde artan faiz beklentisi ve enflasyonun tahmin edilenden yüksek çıkması 2006 Mayıs’ında bir dalgalanmaya yol açtı. Bir uyarı niteliğindeki bu dalgalanmanın gereğinden yüksek bir panik ortamına sebep olmasının nedeni ise cari açık ve yüksek borç yükünün bir getirisiydi. Yapısal çözümler yerine günü kurtarıcı politikalarının kullanılması sonucu efektif ve nihai sonuçlar elde edilemediği için Türkiye ekonomisi bir belirsizlik ekonomisi haline gelmiştir.

Tüm bu makroekonomik belirsizliklerin yanında son yıllarda akademik çevrelerde çokça tartışılan ve Benoit B. Madelbrot’un başını çektiği bir grup akademisyen tarafından şiddetle eleştirilen finansal aktif değerleme modelleri (CAPM), risk kavramı ve riskin belirlenmesinde kullanılan modellerin etkinsizliği de göz önünde bulundurulduğunda 2001 krizi sonrası geçekleşen finansal bazlı büyümenin 1999 depremi sonrası kumdan zemin üzerine inşa edilen gökdelenlerden farkı bulunmamaktadır.

Benzer günü kurtarma stratejileri yavaşlayan Amerikan ekonomisinin devinimini sağlamak için kullanılıp 2008 Küresel Finans Krizi çıktığında 82 yaşındaki Greenspan kendisinin ekonomiyi algılama modelinde de bir “yanlışlık” olduğunu kabul etmiş ve “40 yıldan fazla süredir bu sistemin iyi çalıştığını zannediyordum” diye konuşmuştu. Ayrıca Greenspan, bazı ekonomistlerce, “gevşek kredi verilmesini” cesaretlendirecek şekilde, görev döneminin sonlarında faiz oranlarının çok düşük tutulmasından dolayı da eleştirilmişti.

Sağlıklı beslendiği varsayılan gelişmiş ülkelerin göz önünde bulundurulması gereken bir başka konu ise Egemen Servet Fonlarıdır (SWF). Egemen Servet Fonları’nın son yıllardaki gelişimi obezitenenin yönünü değiştirebilir mi? Egemen Servet Fonları’ndaki bu ani artış gelişmekte olan ülkelerin ihracat performanslarına bağlı oluşan döviz rezervlerinin doğal bir ürünü iken bu Egemen Servet Fonları CAPM tipi bir yatırımcı gibi davranış göstermeye başlarsa bunun yan etkileri ne olur? G8 Ülkeleri’nden ABD, Kanada ve Rusya’nın oluşturduğu fonlar Orta Doğu, Suudi Arabistan ve Uzak Doğu ülkeleri ile karşılatırıldığında çok mütevazi miktarlardadır.

Konuyu savaş literatürüyle; Osman Pamukoğlu’nun Kara Tohum adlı kitabından bir alıntıyla bağlarsak:

“Asya tipi savaş, gayri nizami savaş, gerilla savaşı, tam bir savaş olup düşünen, yaratan, hayal eden, sabır yetenekli, uzun savaşlardır… Batı modeli savaş tek boyutludur ve demiri esas almaktadır. İnsanın önemini fark etmiş gibi davranır ama uygulamada geleneksel ve kalıpçı olduğu için Asya tipi savaşlarda her zaman mağlup olacak ve işin sonunu getiremeyecektir.”

3. Dünya Savaşı’nın ülkelerin finansal piyasaları üzerinden olacağını(olduğunu) varsayarsak Egemen Servet Fonları gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkeleri hantal, obez ve sermaye giriş çıkışlarına duyarlı ekonomiler haline getirmesi için gereken şekerlemeler olabilir mi? Belki de her na kadar Egemen Servet Fonları ile ilgili veri bulmak zor olsa da, ülke ekonomileri üzerine yaptıkları etkiler bir “Hansel ve Gretel Obezite Endeksi” oluşturarak mümkün olabilir.